Çok zor ve yoğun bir günde hiç de gidecek psikolojide değilken eşim ve annemler tarafından resmen sürüklenerek götürüldüğüm çok güzel bir tatil oldu. Gitmek istememe sebebim; iş yoğunluğunun gerginliğini orada yaşayıp kötü anılar bırakmasından korkmamdı. Oysa ki hakikaten hava değişimi diye bir şey varmış... On iki saat içinde fabrika ayarlarıma dönmüştüm.
Güzel narin iğde çiçeklerini sevip eşsiz kokularını ciğerlerime çektim. Cennet kokusu dedikleri bu olsa gerek....
Börtü böcek de bu geziden fazlasıyla nasibini aldı. Minicik bir uğur böceği torunum oldu. Eylül annelik yaptı okşadı, sevdi
Ayaklarımız o eşsiz serinlikle coştu.
Karaçam tohumlarımızı talimatlara uygun şekilde ektik.
Pazardan yaşlı bir teyzeden biber, patlıcan ve reyhan fideleri alıp bahçeye diktik.
Ektiğimiz fidelere can suyunu verdik.
Çilek tarlalarına daldık,
Göz payımızı aldık
İlk defa doğada serbest halde dolaşan bir tavşancık gördük, peşinden koştuk
Dut ağacı bulduk,
Kirlenmek güzeldir'i yaşadık...
Hayatımda yediğim en lezzetli yenidünyaları dalından topladık, çekirdeklerini bahçemize ektik
Güzel anlar defterimize yeni bir sayfa daha ekledik...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder