Translate

28 Ağustos 2012 Salı

yapboz yaptık...

Görünce bayılmıştım deneme fırsatı bir türlü olmamıştı olacaktı derken sonunda yaptık. Aslında fotoğraftan yapmayı düşündüm ilk; ama Elüş'üm fotoğraf kesmeyi öğrenmesin ve de fotoğraftaki kesik yüzlerden korkup "anne kesilmiş, elüş kesilmiş" der ağlar diye korktum ve bu çıkartmadan yaptım.Hem kendiliğinden yapışkanlı olmasının avantajını kullandım. Yeni çeşitleri yapacağım ama normalde yapboz delisi olan kızım pek sevmedi ya da basit mi geldi bilmem 2. kez bile denemedi diyebilirim. Tarihin tozunu koklatıp yeniden eline verince belki o zaman kıymetli olur...(Hayata karşı tutumumuz ne kadar çocukça aslında belkide ilkel içgüdülerimizin azcık az bastırılmış hali çocukluk ve biz erişkin hayatlarımızı sürerken bu ilkel içgüdüler çoğu önemli olayda farkında olmadan başrol oynamakta elüş büyüdükçe sezinlediğim durumları paylaşacağım...)

27 Ağustos 2012 Pazartesi

evim evim güzel evim...

Kızişkomun odasına bir kapı süsü yaptım.

pozitif düşünce

Yoncayı bulamıyorsan yaratacaksın!!! Tembellik mi yansıtıyor yaratıcılık mı bu cümleler artık okuyanın iç görüsüne kalmış...

kuş ayak izi çalışması

Sulu boya fırçası ile kuş ayak izine benzer desenler çıkarmaya çalıştık fazla benzemedi ama olsunnn:))

26 Ağustos 2012 Pazar

kağıt havlu boyama

Küçükken peçete kolleksiyonum vardı ve artık yeni çeşit bulamayınca keçeli kalemle beyaz peçetelere desenler, resimler yapıp onları da kolleksiyonuma dahil eder olmuştum. Geçen gün sulu boyayla bir deneme yaptık, çok güzel renkler ve desenler ortaya çıktı, kuruyunca daha da güzel oldu. Çocuklar için boya materyali olarak çok çeşit öneriliyor ama boyanacak materyalde çeşitlilik önerilir mi bilmem ama çok eğlenceli...

24 Ağustos 2012 Cuma

lastik dizme oyunumuz

lastik dizme oyunumuz......Önce ipi eline verdiğim bıdığımın olmayınca iğne de tehlikeli olacağından saç tokasına düğümledim ve lastikleri geçirmeye başladık.Pek uzun oynamadı sevseydi farklı ip ve tokalarla renklerine göre ayrıp dizmekti ama sevmediğinden 2. basamağa geçemedik.Bazen bu cadı kızın neyi sevip neyi sevmediğini anlamak çok zor oluyor...

çimlerde yuvarlanmaca

Sevgili kızım dikkat gerektiren oyunlara ne kadar ilgisizsen hoplamalı zıplamalı gülmeli kudurmalı oyunlara da bir o kadar düşkünsün. Neyse artık en azından fotoğraf çekerken amuda kalkıp poz vermiyorsun yani yörüngeye oturdun oturmasına da...

basketbol zamanı

maymuş

23 Ağustos 2012 Perşembe

iki dirhem bir çekirdek ne demektir???

Giyim kuşamına özen göstermiş, şık ve süslü kıyafetleriyle dikkat çeken insanlar hakkında sık sık “iki dirhem bir çekirdek” sözü kullanılır. Bu yakıştırma, ağırlık ölçüsü olarak okkanın kullanıldığı eski devirlerden kalmadır. Belki biliyorsunuz, bir okka, bugünkü ölçülerle 1283 gram tutar. Okkanın dört yüzde birine, dirhem adı verilir. (Şimdiki gram ile aynı birim olduğunu sanarak gram diyecek yerde dirhem denilmesi hatalıdır.) Dirhem, daha ziyade hassas teraziler için kullanılan bir ölçüdür. Ancak sarraflar, dirhemden daha hassas ölçümler için bir ağırlık birimi daha kullanırlar. Buna çekirdek denir ki toplam, 5 santigram karşılığıdır. Eski devirlerin en kıymetli parası olan bir Osmanlı altını, toplam iki dirhem ve bir çekirdek ağırlığa sahiptir. Bu durum da süslenmiş kimselere, iki dirhem bir çekirdek yakıştırmasında bulunanlar, mecaz yoluyla onlara altın demiş olurlar ki bizce pek zarif bir nüktedir

bir milyon dolarlık ödül

başka söze ne gerek...

çaba çaba çaba...

Dünya Sağlık Örgütü uluslararası hastalıklar sınıflamasının dokuzuncu baskısında, on üç binin üzerinde farklı hastalık, sendrom ve yaralanma türü tanımlanmaktadır; bir başka deyişle, vücudun çuvallayacağı on üç bin farklı yol. Ve bilim, bunların hemen hepsinde bir şeyler yapabilmemiz için elimize olanak vermiştir. Eğer hastalığı tedavi edemiyorsak, vereceği zararı ve acıyı azaltabiliriz. Ancak her durum için atılacak adımlar farklıdır ve hemen hiçbir zaman basit değildir. Hekimlerin elinin altında altı bin çeşit ilaç, dört bin çeşit tıbbi ve cerrahi girişim yöntemi ve bunlardan her birinin farklı şartları, riskleri, bedelleri vardır. Doğru olanı yapmak, çok çaba gerektirir...

değişik bir resim

Önce beyaz kağıtları farklı renklere boyadık. Sonra onlardan istediğimiz şekilleri kesip (yeşilden ağaç,maviden bulut gibi)yeni temiz bir beyaz kağıda yapıştırdık.

Sevgili battaniyem

İlk resimdeki kitabımız Artemis çocuk yayınlarına ait. Kızım nedense pek sevmedi. Belki içindeki tavşana fasülye adının verilmiş olması anlamsız geldi, belki bahsedilen karahindiba çiçeği bir çocuk kitabında yer almaması gerektiğini ispatlayan bir isime sahipti... Oysa ki resimleri de hikayesi de güzel, bir sonraki sefere (kitapları dönüşümlü çıkarıyorum)tavşancık diye okumayı denemeliyim?? İlla alınması gerekli bir kitap mı? hayır, dayanıklı kapağı ve sayfaları var belki kitap sayfalarını kendisi çevirmeyi seven çocuklar için önerilebilir.Aşağıdaki resimler ise dolabımızda ve kapımızda yer alan süsler onları da ilerde görüp doğruyaaa çok severdim deyip içindeki o sıcak gelme bir sebeple içim ısındı ama niye duygusunu tatması adına ölümsüzleştirmek için paylaştım. Sevgiyle ve heyecanla kalın:))

22 Ağustos 2012 Çarşamba

aşırı kolay cheesecake

Tamamen tarafımca ordan burdan karıştırılıp uydurulmuş bir tariftir. Tabana yulaflı bisküviyi biraz suyla ezip hamur haline getirip yayıyoruz. Ortaya 1 paket puding 1lt süt ocakta pişerken 2 yumurta kırıp 3-4 kaşık kadar buğday nişastası karıştırıp bir kutu da labne peyniri katılır iki tık tık edince hemen kapatılır.En üstüne hazır meyve sosu kullandım ama ne olur ne olmaz diye 1-1,5 kaşık kadar buğday nişastası ekledim.Kelepçeli kalıpta 1 gece buzdolabında beklettim veeee işta muhteşem tarifim afiyet olsun not: kaşık yemek kaşığı

21 Ağustos 2012 Salı

tarsus hayvanat bahçesi

İlk hayvanat bahçesi deneyimimiz olması dolasıyla ne kadar özel olsada; havanın serinliğine rağmen burnumuza gelen kötü kokular, yazın kim bilir nası kokuyodur dedirtti yani...

20 Ağustos 2012 Pazartesi

anneler günü hediyem

Kızımın kreşte öğretmeni ile yaptığı anneler günü hediyesi ellerinize sağlık.......Dünyanın en güzel hediyeleri onun ufacık ellerinden çıkan

çarpış arabalar

Çocukluğumun en gözde eğlencesi lunaparkı çok da sevemeyen kızım çarpışan arabalara bayıldı.....

18 Ağustos 2012 Cumartesi

minik limonlar

kızıma maşa kullanımını neyle denesem ne yapsam derken bir gün parkta yere düşmüş bu minik limonları fark ettim. Hemen ceplerimizi doldurduk evde uygulamaya başladık...Yaşasın bundan da eksik kalmadık...

17 Ağustos 2012 Cuma

pamuk sanatı-koyun

Aslında kurban bayramı öncesi mi paylaşsaydım...

müsamere, pamuk şeker ve palyaço üçgeni

Hayatımdaki en güzel günlerden biriydi. Her anne babanın bu duyguyu tatmasını temenni ederim. Müzik, dans, gözü anne babasında ürkek minikler, renkler, sıcak, kalabalık...

kurabiye canavarı

Bizim kız ne puding yer ne de pasta (küçükken kremi yanlışlıkla ağzına almıştı ondan heralde diyoruz...kıvamlı şeyleri sevmiyor yoğurdu bile) ama onlardan alamadığı tadın acısını da kurabiyelerden söke söke alır. Bende bu sayede kurabiye ustası oldum sayılır.Birbirine katmadığım malzeme kalmadı, gerçi bizimki sert kurabiyeleri sevdiğinden şanslıyım. İşte bizim favorimiz: 1tepsi için 60 gr kadar tereyağ yarımpaket kadar margarin üzerinden düşününce göz kararı koyuyorum+ 3 kaşık pudra şekeri+1 yumurta+3 kaşık buğday nişastası ve fındık fıstık kuru meyve evde ne varsa katıyorum+alabildiği kadar un(ele yapışmayacak hale gelecek sert isteyenler unu biraz daha bol tutmalı) 170 derece fırında beyaz kalmış, kızarmadan alıyorum üstüne pudra şekeri serpiyorum ohhhhh afiyet olsun:)))

serçelere dayanamam.........

en sevidğim kuş, çocukluğumun simgesi, hele bir de kumda güneşlenişleri yok mu bayılırım. Küçükken evin etrafında bazı yavru serçeler olurdu yuvadan kazara düşmüş, ay nasıl kayar giderler insanın elinden hafif,sıcacık... Bir de düşüp ölenler vardı tüyleri bile çıkmamış. Israrla su içirirdim ekmek koyardım gagalarını parmaklarımla açıp zorla iyileştireceğim diye... çocukluk işte o zamanlardan belliymiş demek ki çocuk doktoru olacağım ha serçe ha çocuk ne fark eder ikisi de insanın yüreğini ısıtmıyor mu?

16 Ağustos 2012 Perşembe

gaziantep hayvanat bahçesi

Her çocuğun mutlaka görmesi gereken bir yer. Bir kere bazı hayvan grupları hariç tutsaklık duygusunu taşımıyorlar,sanki herhangi bir doğa parkında gezerken rastlanılan bir geyik, keçi ve develer... Antep geziyazım için: http://www.binrota.com/PageDetail.aspx?PageID=3416
Kışı ülkenin en ayaz memleketinde donarak, yazı ise en sıcak memlekentinde kavrularak geçirmek bize kısmetmiş...

15 Ağustos 2012 Çarşamba

sar sar sar makara oyunumuz

Benim yeniliklere pek de açık olmayan bıdığıma çok farklı oyunlar oynatamıyorum, ya kendi bildiğini okuyor ya da kendince oyuna yeni kurallar koyuyor. Hiç bir oyunu bıkmadan defalarca oynadığını bilmem oyunlarımız içinde en sıkılmadığı karton bebekler, kesme yapıştırma ve kağıt işleri. Geçen gün bu oyunu deneyeyim dedim itiraf edeyim bu kadar dayanacağını tahmin etmiyordum. Tam beş dakika oynadı sonra da başaramadığı ilk dakika sıkılıp cıvıtıp oyunu bozdu.Yine de belki 3-5 gün sonra tekrar denemeliyim...

14 Ağustos 2012 Salı

bebeğimizin yeleği

Annemin kızıyım işte bebeğimize bile yelek ördüm. Maazallah Adana'da klima çarpar yavrucağzı sonra biz nasıl doktorculuk oynarız??

13 Ağustos 2012 Pazartesi

kumaş resimler

artık kumaşlarımızı kesip şekillendirip kağıda yapıştırdık....