Translate

30 Aralık 2012 Pazar

Caillou kitabındaki Saniye abla


Bir zamanlar minik kuşun ardında kitap okuyordum. O önde ben arkada, bir sayfasına baksa ikinci sayfaya bakmıyordu. Zaten aklı fikri koşup eğlenmekte, oturup yemek yemeyen çocuk kitap için durup sabırla okumamı mı bekleyecek... Sabırsız ve hiperaktif....

27 Aralık 2012 Perşembe

zuzaylım ve zor günler


Bazen öyle günler oluyor ki ne yapsan boş... Olayların içinde ufacık bir ayrıntı oluveriyor insan. Evrendeki minicik bir uzaylı...Oysaki elimizden gelmeyip katlanmak zorunda olduğumuz o kadar çok şey var ki... Adaletsizlik, haksızlık, umutsuzluk böyle günlerde daha da bir acıtıyor insanı. Her zor günde yanı başımızda kıymetini bilmediğimiz zamana sarılıyor insan, şükretmenin hafifletici etkisinin tadına varıyor...

22 Aralık 2012 Cumartesi

hormon sen nelere kadirsin...



Ağız tadının tükendiği yerdeyim. Hastayımmmm ... 
Nasıl bir kırgınlık nasıl bir halsizlik ve nasıl bir bulantı... Ömrümün kusma rekorunu kırmış bulunmaktayım. Zaten bir salgın vardı etrafta, artık bitmek bilmeyen yağmurların katkısı ne kadar bilmem ama, 10- 15 defa kusan ve sancıdan gece 2-3 kez acili ziyaret etmiş hastalara aman bu nasıl bir mikrop ki derken.... Beterin beteri var, Allah beterinden korusun ama bu mikrop çok beter... Çok şükür kızımda bir şey yok tek tesellim de o zaten ama bittim...
Gelelim ne yediğimizin göstergesi neredeyse benimkilerden daha düzgün bacaklara sahip şu hormonlu havuca.... Yediğimiz hormonun haddi hesabının karmaşasına mı yanayım, kış günü alınıp aslında mevsimine uygun kategorisine giren sebzenin olayına mı yanayım, artık havucun da hormonu mu olur yuh yani diyesimin gelmesine mi yanayım. Hani havuç, patates en doğal çevreden nasibini en az alan sebzeydi de biz minik bebelere ilk bu sebzeleri öneriyorduk? Ben bu işlerin içinden çıkamıyorum.....

20 Aralık 2012 Perşembe

1.çekiliş sonucu



Sevgili "cyrstalll" ilk çekilişimin ilk talihlisi oldu. Bu şansının tüm yıl onunla olması dileğiyle....Tüm katılımcı arkadaşlara ilgileri için çok teşekkür ederim. (Janjalilson@gmail.com'a adresini bekliyorum)

19 Aralık 2012 Çarşamba

bıyıklı dudaklı yapboz



Bu isim kızımın yakıştırması.Bu fotoda görmüş olduğunuz magnet aslında fotoğrafların üzerine yapıştırıp espri olsun diye tasarlanmış. Ama bizim çılgın bunu yapboz gibi kullandı bayağı uzun bir süre de -umduğundan bir hayli uzun diye de belirtmeden geçemeyeceğim- oynadı...Migrostan aldık ve 4,5 TL idi yanlış hatırlamıyorsam. 

18 Aralık 2012 Salı

Uyuyan Güzel/ Disney




Bir ara kızım kendine o kadar çok kitap alıyordu ki, istediğim kitapları alamaz olmuştum. Bu da prenses takıntımızın olduğu bir dönemde yavru kuşumun aldığı bir kitap. Uyuyan güzelin hikayesi aynı bol resimli az yazılı bir kitap. İçindeki kötü cadı ve ejdarhadan dolayı almak istememiştim bu kitabı ama kızişkomun ısrarlarına da hayır diyemedim. Nitekim beklediğim gibi oldu... İki defa bile okumadık diyebilirim, hiç sevmedi. Kitaplıktaki en az okunanlar ulaşılması zor üst raflardaki yerini aldı. Anlatım tarzı biraz şiirsel, prensesin isminin akılda kalması zor sanırsam bu nedenlerden ötürü biraz gözünde değer kaybetti. Ama çocukların dönem dönem zevkleri farklı olabiliyor. O nedenle bizim uyuyan güzelimiz gerçek hayatta da çakma prensin ilgisini çekip sayfalarını aralatana kadar büyülü uykusuna daldı bile...(3+, 2,5 TL, 15 sayfa)

17 Aralık 2012 Pazartesi

Kitap:En güzel ev/ Nilüfer Yayıncılık


Bu kitabı yemekhanenin önüne kurulu bir tezgahtan seçmiştim. Geliri bir kuruma verilecekti, hangi
dernek hatırlamıyorum. Normalde bizimki aslan, kaplan, kurt gibi bazı hayvanlardan korktuğu için seçerken dikkat ediyorum. Bunda öyle korkutacak bir bölüm yok neyse ki. Kitap el yazısı ile yazılmış. Evini beğenmeyip kendine daha güzel bir ev arayan fareciğin hikayesi. Sonunda kendi evinin kıymetini bilip mutlu mesut yaşıyor evinde. Eylüş'üm pek sevmedi bu kitabı. Ben de belki bir gün sever diye kitaplığa kaldırdım, ara ara çıkarıp okuyorum. Gerçi bu günlerde bir kitap çılgınlığıdır gidiyor ve sıra saklı kitaplarımıza gelemiyor ya neyse... Tanesi 1 TL'ye geliyordu yanlış hatırlamıyorsam. 16 sayfa. Maalesef bir bölümde yazı başka şey anlatıyor resim başka. Bu yüzden de biraz soğuduk aslında.

16 Aralık 2012 Pazar

kitap: zaman gezginleri Kerim ile Sibel




Gelecekten gelen gizemli bir kız ve her şeyden habersiz saf bir erkek...
Karşılaşmalar, yaşananlar ve beklemediğim bir son. Emeğe saygım sonsuz ama çok da beğenmedim, beğenemedim. Aslında dili çok güzel, kurgu da iyi, ama verdiği mesajı eksik buldum. Belki de bu tarz kitaplar böyle olur bilemiyorum ki...???

bebeğime mektup yarışması




Bebeğime bir mektup yazmak...Düşüncesi bile zor ve heyecanlı ama denemeye değer...
Bir adam bir bebek isimli sitenin düzenlendiği yarışmanın ayrıntıları için buraya



14 Aralık 2012 Cuma

Film saati: Ben Efsaneyim



Kansere çare bulmak amacıyla kızamık virüsü üzerinde yapılan bir araştırmada işler beklenenin tersine dönüşür, insanlığı kurtarmak için son derece zor bir savaş verilmektedir. Heyecanlı, ürpertici ve sonu hiç hoşuma gitmeyen bir film. Tabi sonradan öğrendim ki iki son varmış. Ben en karamsarını izlemişim. Gerçi bir filmin sonucunu seçerek izlemek ne kadar zevk verir bilemem.... Kurgusu, çekimleri çok güzel aslında bakmayın benim sonunu beğenmediğime sorun filmde değil belkide bende... Benim için 10 üzerinden en az 8 alır...

13 Aralık 2012 Perşembe

5 dakikada hindistan cevizli irmik tatlısı


:


Malzemeler
1 su bardağı irmik
2 su bardağı süt 
yarım su bardağı şeker
yarım çay bardağı hindistan cevizi
limon kabuğu rendesi

Tüm malzemeler tencereye alınır kısık ateşte kaynaya kadar karıştırılır. Kaynayınca hemen kapatılır, istenilen kaba sıcakken konulur. Soğuyunca servis yapılır... Afiyet olsun

12 Aralık 2012 Çarşamba

yeme de yanında yat








Çocukluğumdan kalma bir ön yargım var KI-RA-MI-YO-RUM ...
Annemin "Yemekle oyun olmaz" sözü kulağımda yankılandıkça yankılanıyor... Ama son günlerde de böyle fotolara hayran değilim desem yalan olur... Çocuklara yemeyi sevdirmek için iyi bir fikir olabilir. 

anne bari doğacağım güne karışma!!!

Bu gün özel bir gün...
 Rakamların tarihe tanıklığı daha da kolay bu günde.Ben ne yazık ki
böyle günleri hiç sevmem. Böyle günlerde nikah daireleri, hastanelerin doğum ve yeni doğan servisi hiç olmadığı kadar çok yoğundur. Nikah dairesinde en fazla ayaklara basmayı unutturacak bir telaş varken, hastanelerde ise; dünyaya geleceği güne bile karışan ailelerin cahilliğinin acısını minicik bedenleriyle çeken bebekler yer alır. Ne olur ki anlamıyorum bu gün doğacak da ne olacak? Madalya mı verecekler, ayrıca hangi madalya bebeğimin sağlığından daha kıymetli olur?  İşte bebek bu, sen misin daha doğmadan her şeyime karışan, "al sana" der inler, beslenemez, şekeri düşer hatta oksijensiz kalacak kadar soluk alamaz...Terslik işte bu özel günleri çok sever...Olmayacak olur, ihtimalin en kötüsü bu günleri bulur... Siz siz olun doğumunuzu böyle günlere denk getirmeyin doğasına, akışına bırakın. Her şeyde bir hayır vardır derler ya bazen çok müdahale edilen işler zorlaşır, karışır ve pişman bırakır...


Ben bu özel günde kızımın çok sevdiğim bir fotosunu paylaşmak istiyorum. Kaplumbağa olmuş da hanımefendi...Ev eşyalarını oyuncak haline getirmesi hoşuma gider oldu bu aralar oysa ki;
Çok yıprattı bizi boşalttığı çekmecelerle. Dağınıklığı geçtim, kafasına düşürmeler, kendini yaralamalar ve daha da fazlası... En kaliteli oyuncak bile asla o tasın tavanın yerini tutamadı... Çok sinir oldum, çok bunaldım. Bağladım, bantladım, önüne bir eşya koydum. Ev hali ya bir gün o ipi bağlamaya üşensem sanki alıcısı var gibi anında o dolabın başında yerlere saçıvermiş bile eşyaları. Buzdolabına kadar kilit takar mı bir insan! Taktık... Ama bir gün bu eşyaların kıymetli olduğu, çocuk gelişiminde önemli olduğu bilgisini aldım. Artık tehlikeli eşyalar için bir düzenleme yapıp; sallamadım, umursamadım ve görmedim. Bir baktım artık daha az ilgileniyor ve hatta dokunmuyor.... Artık benim ilgimi çekmek için mi yapıyordu, büyüdü yaşı gereği mi durdu bilemiyorum. 

11 Aralık 2012 Salı

kitap/ İmza: Kızın


Okudum ve bitti, her güzel şey gibi. Kızlarından babalarına mektup... Ağlatabilir demişlerdi de inanmamıştım. Beni bu kitapta ağlatan iki mektup oldu; biri Uğur Mumcu' nun kızından yazılan mektup, biri de Sevil Mürtezaoğlu' na ait. Duygu dolu bir kitap. Değer verdiklerimize sesimizi, duygularımızı hissettirmeliyiz. Yarın çok geç olabilir...
Ayrıca bu güzel kitap izleyici dostlarımdan birine hediye olacak. İlgilenirseniz bir tık lütfen
Güzel bir hafta geçirmeniz dileğiyle...

10 Aralık 2012 Pazartesi

sonbahar hatıraları


En sevdiğim renkleri barındırdığından mıdır bilmem, sonbaharın yeri bende başkadır. Ne zaman bu sonbahar kelimesini duysam mırıldanıveririm Teoman'ın İstanbul'da sonbahar şarkısını....
Doğadaki denge her yerde ve her mevsim kendini belli ediyor diye düşünüyorum. Dökülen yapraklar yaz boyu parkları işgal etmiş ufaklıklara " havalar soğudu, evde oturun ve yaratıcılığınızı konuşturun, alın size güzel yaz günlerini aratmayacak eğlenceler için malzeme..." der ve yapraklarını çocukların kolaylıkla ulaşabileceği toprağa yollar...

















Bu da bizim geçen sonbahardan Ardahan yapraklarıyla yaptığımız ağacımız. 






Bu sonbahar havaların güzelliğini fırsat bilip yalnızca debelenmece oynadık. Ama aklımda, çok kısa bir süre sonra yeni yapraklı faaliyetlerimizle bir de Kozan sonbaharı hatırası paylaşacağım.

9 Aralık 2012 Pazar

zululu pipetimiz


Biberon sevdasını unutturur hevesiyle almıştım bu pipeti. Çok hoşuna gitti. Suyu bile bununla içer oldu. Migros' ta bulmuştum. Biberonu unutturdu gerçekten, artık "beberonda süt" deyip gezmiyor en azından. Yıkanıp yeniden kullanılabiliyor. Bir iki hafta bununla idare ettik sonra da bardağa geçtik. Çocuk alıştı alışmasına da, ben çok özlüyorum biberon rahatlığını; ver eline o içsin sen işine bak, ama şimdi öyle mi hadi kızım bir lokma daha diye elimde bardak koştur peşinde... 



7 Aralık 2012 Cuma

elüş'ün çizdikleri


Az yazı çok resim...Keçeli kalemi bu yüzden çok seviyorum. Hep kardeşimin ve benim yapmış olduğum resimlere bakıp yav bu kız resim yapmayı sevmeyecek galiba derken, keçeli kalemin hayatımıza girmesiyle içim rahatlamış bulundu... Her ne kadar batmadık yer kalmasa da amaaaannnn şu güzel anılara değmez mi...

6 Aralık 2012 Perşembe

doğum günü hazırlığı stresi


Doğum günümüz ocak ayında ben de tabi her anne gibi kafamdaki soru işaretleri ile geri sayımın hızına şaşıyorum. Geçen gün annem, ben ve kızım yürüyüşe çıktık. Bir alt caddedeki pasta malzemeleri dükkanına uğramadan da geçmem, ama ilk kez Eylül'de yanımda. Tabi renklerin ve şekillerin büyüsüyle hipnotize olmuş şekilde içeri girdik. "Buyurun hoş geldiniz" diyen satıcıya bizimki:
"doğum günüm için pasta bakıyordum da" demez mi? Kadının da hoşuna gitti ve konuşmayı sürdürdü: "nasıl olsun peki?" bizimkinin cevabı bomba gibi: "süslü olsun!" .Meğer tek hazırlık yapan ben değilmişim... 
O minik kafasında daha nasıl hayalleri var bilemem ama, zaten hazırlık aşamasında şaşkın şaşkın düşünen bir anneyi gayet strese sokabilecek nitelikte:(((

Bu Ürünlerden Ayrılabilmek Mümkün mü ki?

arzum 90 gun iade

90 Gün İçinde Para İadesi Garantisi kampanyasıyla bir kez daha adından söz ettiren Arzum, müşteri memnuniyetine verdiği önemin altını çizmeye devam ediyor.

1 Kasım 2012 - 31 Aralık 2012 tarihleri arasında gerçekleştirilecek kampanya boyunca satın alınan Arzum markalı ürünlerden memnun kalınmadığı takdirde fatura tarihinden itibaren 90 gün içerisinde ürün iadesi yapılması hedefleniyor.

Böylelikle tüketiciler aldıkları Arzum ürünlerinden memnun kalmadıklarını düşündüklerinde 90 Gün İçinde Para İadesi Garantisi kampanyasından faydalanabilecekler ve faturalarıyla birlikte Arzum mağazalarına gittiklerinde ürünün teslimatı karşılığında ürün için ödedikleri parayı geri alabilecekler.

Müşteri memnuniyetini her zaman ön planda tutan Arzum ürünlerine olan güveniyle birlikte tüketicilerinin Arzum ürünlerinden kolay kolay vazgeçemeyeceği konusunda da kendisinden emin.

Ayrıca Arzum’u sosyal medyadan da takip etmek isteyenler için;
Facebook: www.facebook.com/arzumevaletleri
Twitter: www.twitter.com/arzumevaletleri

Bir bumads advertorial içeriğidir.

5 Aralık 2012 Çarşamba

minder evimiz


Ev, çadır, kutu, sepet, dolap ne bulsa içine zevkle kurulan kızım yine bulmuş kendince bir cinlik... Sloganı ise sanırsam şu: minder minder üstünde kalmayacak!!!

4 Aralık 2012 Salı

film saati: zodiac


Film izlemeyi fazla sevmem. İzlemeye pek vaktim de olmaz. Ama izleyip de saatlerimi verip, sonu beni tatmin etmezse gıcık olurum!

3 Aralık 2012 Pazartesi

mantar kebabı


İşte benim ordan burdan, özellikle internetteki tariflerden esinlenilerek yapılmış yeni tarifim. Yaklaşık altı aydır soframızı şenlendirmekte ve artık paylaşılmayı hak edecek kıdemde, yeni sofraları şenlendirmesi ümidiyle...

2 Aralık 2012 Pazar

turşummmm


Bu sene turşu tarifimizde bir değişiklik yaptık. Bir akrabamızda yeyip de doyamadığım turşunun tarifini uyguladım. 1 lt için 1 yemek kaşığı tuz, 1 tatlı kaşığı limon tuzu ve 1 yemek kaşığı pekmez vee bence en önemli parça; soyulmuş elma dilimleri... Çok güzel oldu tavsiye ederim. Elma ayrı bir mayalanma sağlamış sanki daha hoş bir ekşilik katmış.Ekşi severlere duyurulur...