Babamın meşhur irmikli hamsisi. İrmik, kimyon, tuz karışımına bulanmış hamsilerin ızgarada çıtırıklaştırılıp servis edilmiş hali...
Dün nöbet ertesi iznim vardı. Eşim cumartesileri de çalıştığından kızımı alıp otobüse atlayıp Adana'ya geldim. Bu aslında hiç yapmayacağım eylemin esas tetikçisi kızımın otobüse binme sevdası oldu. Böylece hayatının ilk 1 saatlik de olsa otobüs yolculuğunu yaptı. Önce yer beğenmedi, penceresi en geniş açılı olanı seçti, cam kenarına kuruldu, sabırsızlıkla hareket etmemizi bekledi. İneni bineni uzun uzun inceledi, arada arka tarafa dönüp arka koltuktakilere kaçamak bakışlar fırlattı. Muavin amcası onu çok sevdi ama bizim ki ona pek ısınamadı. Parayı o uzattı ve hemen para üstü için avucunu uzattı. Aslında o para karşılığında bilet alacağımızı sanıyordu ama aldığı para üstü oldu. Amcası da "Dur yeğenim acele etme ammaaaaa" deyince güldü. Sonra bir ara otobüste hafif bir ter kokusu oluştu, bizimki "Anne burası Yusuf gibi kokuyor " dedi. Tabi hiç bir anlam veremeyen ben: " Yusuf nasıl bir kokuymuş kızım? " dedim. "Banyo yapmamış bir Yusuf gibi kokuyor" deyince çaktım manzarayı...(Yusuf kreşteki sınıf arkadaşlarından birinin adı)
Sonra bir ara kolonya dökme merasimi sırasında ben" sağ olun almayayım" deyince muavin amcamız hooppp bizimkinin kafasına sıkmasın mı kolonyay,ı eskiden yaparlardı ya çocukların kafasına sıkma işini aynen öyle, ikimizde şok olduk. Kolonyanın o soğuk etkisiyle ne kadar kaçsa da baya bir ıslandı kafası. Su isteyen birileri oldu. Tabi bizimki görür de istemez mi "başka su isteyen var mı " diyen muavin amcasına izin vermediğimi bile bile parmak kaldırdı ve suyunu aldı. Zaten tecrübesizlik ya otobuse binmeden çocuğu tuvalete götürmek aklıma gelmediğinden tüm yol boyu çişi gelecek diye ödüm koptu suyu içmesini de o yüzden istememiştim zaten. Sonunda yolculuğu güzel bir kaç anıyla sona erdirdik. Çok da beklediği gibi olmadı yolculuk muhtemelen ki: "Anne bir daha trenle gidelim" bile dedi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder