Translate

28 Eylül 2012 Cuma

gemi gelir yanaşır...

Evde artık kumaşların sayısı arttıkça artıyor, elyaflı pofidik oyuncak ve süslere ise bayılıyorum. Uzun zamandır aklımda olan gemi pofidiğini neden yapmıyorum ki dedim veeeee zar zor bitirdim. Ufak şeylerin dikişi daha da bir zahmetli daha da bir zor hiç hata affetmiyor.
İtiraf edeyim hiç de hayal ettiğim gibi olmadı. Annemin eski dikiş makinesinin ve sürekli anneanneanne diye yanıbaşımda bitiveren o sesin azizliğine uğrayaraktan kan ter içinde bitirdim sonunda. Oyuncak olarak kullanılamaz olduğunu anlayınca kapı süsü olsun bari dedim ve sonradan gri üçgeni ve çizgili yıldızı takıverdim ucuna. Şimdi bişeye benzedi derken ne kadar stresli çalıştığımı farkettim. İnsanlar hobilerini stres atmak için kullanır ben tam tersi sinir oldum makineye, kızımın dırdırına, kızımla aynı ortamda yapılamayacağını bile bile risk alan kendime. Bi de başladığım işin yarım kalmasından nefret ederim, ama yarıda kesileceğini bile bile de o işe başlarım böyle de saçma inat bir huyum var işte. Mükemmeli ararım, ama beni çok yormamalı pratik ve kolay olmalı bir de hızla elde edilmeli çok saçma ve tembelce düşünceler işte kendimi yıpratmaktan başka da hiçbir işe yaramıyor. Bir kapı süsü yaptım diye amma felsefe yapmışım yaa... Neyse ki sonuç hoşuma gitti English home'daki süslü kumaş kuşlar gibi bi sıcaklıkta veriyor içime ya daha ne olsun:))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder