Translate

19 Kasım 2012 Pazartesi

maalesef izliyoruz

Doktor Mc Stuffins 


Televizyon izlemesin diye ne tekliflerde bulundum, ne oyunlar yarattım. Bir ara iki günde bir kurabiye yapar hale gelmiştik, evde kesmedik kağıt, yapıştırmadık kumaş kalmadı ama nafile...
Bunun da geçici bir dönem olduğunu sanıyor sabırla yeni yollar arıyorum. Ama televizyonda bazen Tusubasa' nın müziğini duysam veya görüntülerini görsem içimi bir sıcaklık kaplıyor. İlerde belki kızım da bu yazıyı okuyunca mutlu olabilir...Tabi ki tamamen silmek istemiyorum izleyecek de tabi ama okuldan gelince "merhaba" deyip sarılıp öpen kız daha kapıdan ilk adımını atıp, ayakkabısını çıkarmadan "anne çizgi film açar mısın" deyince bu işte bir terslik olmalı diye insan düşünmüyor da değil hani...İşte Eylül' ün izledikleri:
Doktor Mc Stuffins :En sevdiği çizgi film annesi doktor olan bir kızı anlatıyor. Bozulan oyuncakları tamir edip iyileştiriyor yani o da oyuncak doktoru. Çok tatlı espriler var beni bile güldürüyor. Bizimki artık kendine benzetiyor diye mi yoksa yardım etmeyi çok seven bir çocuk olduğundan mıdır bilmem bayılıyor...




Winnie ve arkadaşları 
Pek sevmiyor, olmasa aramaz veya başlayınca sevinmez öyle anlatayım bari ...



Vız arı da müziği çok tatlı bir film. Bunu seveceğini pek tahmin etmiyordum, umduğumdan daha çok sevdi. Nedenini araştırıyorum, peki bu araştırma ne için mi? Bilmiyorum hoşuma gidiyor belki de kızımı iyi tanımak istediğimden onu iyi tanıyıp mutlu etmek için sanırım.




Orman kavşağı
Çok tatlı hayvancıklar ve bizi bile güldüren bazı bölümleri var müziği çok etkileyici ara ara kendimi mırıldanırken yakalıyorum.






Mickey farenin kulüp evi
2. en sevdiğimiz. Gerçekten güzel bir yapım, eğitici hem de Pepe gibi insanın beynini oyarcasına eğitmiyor. En favori çizgi filmimiz bir zamanlar Pepe' ydi ama işte gözden ırak gönülden ırak mı desem bilemedim... Ama pepe beni çok yoruyordu, tekrarları çok fazlaydı, bölümler çok uzundu...






Jake ve var olmayan ülkenin korsanları'nı pek sevemedik. Zaten peri tozu uçan insanlar fikri oldum olası beni sıkıyor çocuklara kötü örnek olur diye hep korkutuyor. Ama müziği çok başarılı ve sempatik. Hakkını yemeyeyim güldürüyor da aslında.






Bir de Art attack  ve hayal avcıları var, art attack bay beceriklinin aynısı.







Hayal avcıları ise sürekli çıkan bir sorunu ekip olarak, birlikte çalışarak ve hayal ederek çözen bir grup. Fikir ve verdiği mesajlar çok güzel, ayrıca müziği harika... 






Baktım olmuyor izlemeye izliyor bari ben ne izleyeceğine karar vereyim dedim deneme yanılma yoluyla bunları bulduk ve sevdik. Önceleri Dora' yı çok seviyordu ama onu izlediği zamanlar odada yalnız kalmaktan korkar olmuştu meğer arakçı tilkiden korkuyormuş, bir de Dora' nın bir kuzeni vardı adını unuttum o da bol aslanlı kaplanlı bir çizgi filmdi kızımda aslan fobisi yarattı o yüzden vazgeçtik onlardan da.





Caillou







eski Pepe (daha çok seviyorduk o yüzden onun fotosunu paylaştım)







Poko





Pokoyo


Poko ve pokoyo' yu hala severek izliyor. Caillou ise her daim favorimiz, severek izledik, ondan çok şey öğrendik, hala ara ara izliyoruz... Öğrendik deyince aklıma komik bir anım geldi bu 4+4+4 için rapor almak için başvuran aileleri psikoloğa yönlendirip bir gelişim testi yaptırıyorduk. Bir gün annenin biri poliklinikte gelmiş beni testin yetersizliğine ikna etmeye çalışıyor; ama hocam sorular çok kolay onların hepsini  zaten Pepe öğretiyor diye...güleyim mi ağlayayım mı bilemedim. Sevgiyle ve gülümsemeyle kalın hayatı çizgi film tadında tertemiz yaşayın :)

Hoş geldiniz sayın "pnariko"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder