Ne zamandır planlıyordum, yazlığa kısmetmiş. Bir gece önceden oyuncaklarımızı su dolu plastik şişeye koyduk, buzluğa kaldırdık. "aba anne oyuncaklarım da erir" diye çok tırssak da bekledik ertesi gün balkonda güneşe koyup erimesini izledik.
Elinin üşüyüp acımasından dolayı pek hoşlanmadı. Sonra buz kalıplarını çıkarıp parça buzu bluzundan içeri hooooppp gönderiverdim. Bu klasik şakayla ilk karşılaşması olan kuzucuk pek bir sıçradı ama hoşuna da gitti. Her türlü şakayı çok seven kızişkoya "al bunu baba kulağına bir şey söyleyeceğim deyip, babanın eğilmesini sağladıktan sonra ensesinden aşağı at" dedim. Bayıldı hoplaya zıplaya gidişinden her ne kadar anlaşılmış olsa da heyecandan "baba bunu şuradan atabilir miyim" deyip babasını eğdirip ensesinden aşağı atıverdi. Sonra da şakkaaaaaa diye sırıtıp kıvranan babaya gülmeye başladı.
Kum oyunlarını zaten çok seviyoruz. Bu sene bulduğumuz ufak taşlarla ıslak kumdan şekil verip pastalar,kurabiyeler ve evler yaptık...
Bu da plajımızın maskotu. Çok tatlı ve bir o kadar da hareketli. Kızımı görünce bir heyecan bir zıplama... Çocuklar çocuk görünce yapar ya bu da o hesap şımardı da şımardı. Tutsak hayvanlara karşıyım! Zavallı özgürlüğü elinden alınmış bir yavru!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder