Translate

21 Ekim 2012 Pazar

bayram şekeri hiç bu kadar acı gelmemişti

Her bayram insanların aklına nasıl bayramlığı olmayan, alamayacak durumda olan çocuklar gelirse; benim de aklıma hep bayram günlerini hastanede geçiren insanlar gelir, bunlar personelden hastasına, doktorundan hemşiresine tüm sağlık çalışanları, hastalar ve hasta yakınlarıdır. En çok da minicik bedenlerinde yaşlarının katı katı ağırlıklar taşıyan, önemli kronik hastalıklı çocuklar...Bir zamanlar eski bayramlardan aklımda kalan bir olay da; o bayram şeker hastalığı tanısı alan çocuklar. Her bayram en az bir veya iki çocuk şeker hastalığı tanısı alırdı. Şeker yemek, şeker hastası yapmıyor tabi ki ama belki tanısının biraz daha erken ve çabuk ortaya çıkmasını sağlıyor. O bayramı o çocuklar hep şu şekilde hatırlayacaklar diye içim çok sızlar: dilediğimce şeker yiyebildiğim son bayramdı... Allah çaresiz dert vermesin neyse ki artık her şey daha kolay, daha çok imkan var, ama çocuk yüreği maalesef bu olayları olgunlukla karşılayacak gelişmişlikte değil. O çocuk ki iğnesini fazla yapıp şekerinin düşmesini sağlar ki şekerli bir şeyler yiyebilsin, o çocuk artık öğrenir o hastalıkla yaşamayı ya da yaşadıklarından kendine çocukça paylar çıkarmayı; koşmayacağı zaman koşar, yiyeceği zaman yemez ki şekeri düşsün de dondurma, çikolata, kraker yesin... Oysa ki şekeri düşünce bayılabileceğini de bilir kendine zararı dokunabileceğini de ama adı üstünde ya o çocuk... İşte en büyük bayram bu taşıdıkları ağır yükü onlara bir ancık unutturmak ve daha da önemlisi onlar için yanan ana baba yüreğine biraz destek olmak...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder