Translate

20 Ekim 2012 Cumartesi

okul öncesi çocuklarda yapılan trafik anketi

Ülkemizde okul öncesi çocukların trafiğe bakışları hakkında fikir sahibi olmak için bir anaokulunda 3-6 yaş arası 30 çocuk üzerinde yapılan anket sonuçları aşağıda verilmiştir 30 çocuğa “trafik nedir?” diye sorulmuş; çocuklardan; %32 si trafik lambası, %26 sı araba (bu cevabı veren çocukların hepsi erkek), %21’i polis, %14’ü kaza ve çarpışma, %5 i trafik kuralları, %2 si ise dikkatli olmak cevabını vermiştir. Trafik lambası cevabını veren çocuklar bunu ailelerinden öğrendiklerini söylemişlerdir. Polis ve kaza cevabını veren çocuklar ise televizyonda trafik lafının geçtiği her yerde polis ve kaza gördüklerini ifade etmişlerdir. Buda bize görsel medyanın çocukların trafik olgusunun oluşmasında ne denli önemli bir rol üstlendiğini göstermektedir. Çocuklara “kaldırımlar kimler içindir?” diye sorulmuş; %83 ü yayalar ya da insanlar, %17 si arabalar cevabını vermişlerdir. Ancak burada ilginç olan bir nokta, arabalar cevabını veren çocuklarla konuşulduğunda, çocukların hemen hepsinin “esasen insanlar için ama hep arabalar park ediyor” şeklinde düşündüklerinin ve doğru bilgiyle yanlış uygulama arasındaki ikilemde, şaşkınlıklarının ortaya çıkmasıdır. Çocuklara “karşıdan karşıya geçmek ne demektir?” diye sorulmuş; %20 si bilmediğini söylemiş, %80 i ise arabalar durunca geçmek, yeşil ışıkta geçmek, sağa sola bakarak geçmek gibi doğru cevaplar vermişlerdir. Cevap veren çocuklara, bunu nereden bildikleri sorulduğunda, çocukların bir kısmı ailelerinden, diğer kısmı ise anaokulu öğretmenlerinden öğrendiklerini ifade etmişlerdir. Çocuklara “trafik polisi kimdir, ne yapar?” diye sorulmuş; %60 ı ceza yazar, trafiği yönetir, trafiği düzenler, dur der gibi cevaplar verirken, %30 u hırsızları yakalar, insanları hapse atar gibi cevaplarla trafik polisi ve polis arasındaki farkı bilmediklerini ifade etmişlerdir. Burada en düşündürücü cevap 3 çocuğun verdiği “insanları sopayla döver” cevabıdır. Bu cevabı veren çocuklara neden böyle düşündükleri sorulduğunda “televizyonda öyle görüyoruz” cevabı alınmıştır. Çocuklara “trafik kazası ne demektir?” diye sorulmuş; çocukların %50 si buna arabaların çarpışması, Geri kalan %50 si ise hızlı gitmek, sarhoş olmak, arabanın takla atması, arabanın devrilmesi gibi cevaplar vermişlerdir. Burada dikkat edilecek önemli bir nokta çocukların sadece araba içindeyken trafik kazası geçirebileceklerini düşünmeleridir. Çocuklardan hiçbiri bir aracın insana çarpması neticesinde trafik kazası yaşanacağını düşünmemektedir. Çocuklara “arabada nereye oturuyorsun?” diye sorulmuş; %60 ı arkaya cevabını verirken, Geri kalan %40 ı öne ya da bazen öne bazen arkaya cevabını vermişlerdir. Hatta çocuklardan bir tanesinin “bazen babam bana kucağında araba kullandırıyor” demesi ebeveynlerin çocuklarının trafik eğitimi konusunda nedenli hatalı davrandıklarının önemli bir göstergesidir. Bazen öne bazen arkaya oturduklarını söyleyen 12 çocuktan 11 inin erkek olup, bunların 9 tanesinin “arabada annem yoksa babam öne oturmama izin veriyor” demeside son derece dikkat çekicidir. Çocuklara “çocuklar arabada neden arkaya oturmalıdır” diye sorulduğunda; Çocukların %50 si ani frende kafamızı çarparız, arabadan fırlarız gibi bilinçli cevaplar verirken Diğer yarısı polis kızar diye arkaya oturduğunu yada neden arkaya oturması gerektiğini bilmediğini söylemiştir. Çocuklar, olabilecek kötü sonuçlar hakkında bilgilendirilmediği için, çok istedikleri bir şeyi yapamamanın ve neden yapamadığını bir türlü anlayamamanın sıkıntısı içindedirler. Çocuklara “anneniz/babanız arabaya binince emniyet kemeri takıyor mu?” diye sorulmuş; Ssadece %20 si evet cevabını vermiş, Geri kalan %80 i ise hayır yada bazen cevaplarını vermişlerdir. Hayır ya da bazen cevabını veren çocuklarla, ailelerinin neden emniyet kemeri takmadığı konusunda konuşulduğunda “polis olmadığı zamanlarda emniyet kemeri takılmazmış”, “kısa mesafelerde emniyet kemeri takılmaz”, “annem çok şişko, bu nedenle emniyet kemeri takamıyormuş”, “babam kemer takınca bunalıyormuş”, “bizim arabanın emniyet kemeri bozukmuş, yani babam öyle diyor ama ben inanmıyorum” gibi açıklamalar yapmışlardır. Bu da bize çocukların bu küçük yaşlarına rağmen ailelerinin araç içinde neden emniyet kemeri takmadıklarını sorguladıklarını ve ne yazık ki aileleri tarafından onları geçiştirmeye yönelik cevaplar aldıklarını göstermektedir. Ancak ailelerin bu konuda göz ardı ettikleri nokta, çocuklarının bu geçiştirme cevaplara inanmayacak kadar zeki ve gözlemci olduklarıdır. Çocuklar 9 yaşına gelene kadar tehlike kavramını algılamakta güçlük çekerler. Şöförlerin hata yapabilecekleri gibi bir düşünceye sahip değildirler. Özellikle erkek çocuklar arabaları trafik içindeki bir eleman değil de büyüyünce elde edeceklerine inandıkları bir oyuncak olarak görürler. Zaman zaman gerçek ve hayali karıştırırlar. Son derece sabırsız ve atılganlardır. Bir anlık zaman diliminde tek bir şeye konsantre olabilirler. Örneğin ağaçtaki bir kuşa bakan bir çocuk, o an içinde bulunduğu ortamdaki tüm diğer elemanları zihninden silebilir. Karışık trafik durumları ve kurallarını algılamaktan yoksundurlar. Çocuklar onlara anlatılan kuralları birebir kabullenirler, yorumlama yetenekleri ve sezgileri gelişmemiştir. Örneğin Almanya’da yapılmış bir çalışmada; 3-6 yaş arası 10 çocuğa “Yaya geçitleri karşıdan karşıya geçmek için en güvenli yerlerdir” cümlesi başka bir ek açıklama yapmadan öğretilmiştir. Daha sonra bu çocuklar yaya geçidi olan bir yola götürülmüş ve karşıya geçmeleri istenmiştir. Çocukların hiçbiri trafiği kontrol etme gereği duymamış ve hepsi yaya geçidinden kontrolsüz bir şekilde karşıya geçmeye çalışmışlardır Aracın durması için bir zaman gerektiğini düşünemezler. Kendileri nasıl istedikleri an durabiliyorlarsa, araçlarında aynı şeyi yapabileceğini düşünürler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder