Antep gezisinin 2. kısımı parkantep eğlence merkezi oldu.
O kadar gezilecek yer belirledik ki hepsi bir hafta sonuna sığamayacak kadar çok olduğundan tercihimizi buradan yana kullandık. Dışarıdan bakılınca beklentim daha fazlaydı açık söyleyeyim. İçeride daha farklı etkinlikler, eğlence alanları bekliyordum. Burası bildiğimiz luna parkın biraz daha geniş alana serpiştirilmiş ve parası girişte peşin ödenen şekli...
Açık alan üzerine kurulu olduğundan iyi ki şapkalarımız gözlükler yanımızdaydı, biraz yine de yandık ve çok sıcakladık ama neyse artık...
Çoğunlukla çocukların binebileceği şeyler vardı. Erişkinler için zaten yetersiz ve gereksiz. Belki ergenler için de pek cazip olmayabilir.
Bu ördek üstünde gezintimiz...Bizimkinde fobi oluştu, yalnız binmek istemedi hiçbirine, neyse ki anne babaların da binmesine izin veriliyordu.
Tercihi pembe veya mordan yana yine...
Baba beni yalnız bırakma bakışı
Bu zıplayan arabalara ilk olarak yalnız bindi. Burada korktuğu için diğerlerine binemedi ...
Bu fincana ben de bindim ve eşimin gazına gelip bindiğim için kendime çok kızdım. O kadar kötü baş dönmesi yapıyor ki... İnerken yürüyemem diye düşünüyordum ki neyse korktuğum gibi olmadı. En dayanıklımız da Elüş çıktı çok mutlu oldu, ben bağırdıkça o çıldırdı, kudurdu.
Islanma tehlikesi olduğundan buna binemedik...
Ata binme şansımız da vardı, biz önceki gün hayvanat bahçesinde bindiğimizden binmek istemedik.
Minik enderhalar çok tatlıydı ama çok yavaşlardı. Güneşin altında kavrula kavrula gezindik...
Girişte eski Antep evlerinin maketleri ve yöresel giysilerle cansız mankenler vardı.
Korku tüneli de vardı, tercih etmedik tabi.
Sonuç olarak güzeldi, eğlenceliydi ama olmasa da olurmuş. Kısıtlı zamanımızı boşa harcadık.
Bu arada giriş ücreti de kişi başı 15 Tl ve 4 yaş üstü paralı.
Daha ayrıntılı incelemek isteyenler için internet adresi burada ....
Hayvanat bahçesi yazısı için buraya tıklayın lütfen
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder