Tam on beş yıldır yazları Mersin Susanoğlu' nda geçiriyoruz. Bu sene daha önce niye hiç duymadığımı anlamadığım güzellikte bir yere gittik...Burası Silifke' nin yaylası aynı zamanda. Yaklaşık 30-40 km kadar uzaklıkta. Eski bir Roma yerleşim merkezi; tapınakları ve tiyatrosu var. Bu kadar büyük ve güzel bir yer beklemiyordum açıkçası... Gitmişken piknik yapalım diye cesaretlenip düştük yola, piknik yeri de ağaçların arasında serin sakin bir yer, bayıldık...
Köyün orta yerinde bu tarihi kalıntıların arasında akşam güneşinin batışının ve yavaş yavaş serinleyen havanın verdiği o hoş hisle gezinmek çok zevkli...
Bu yaz tam üç defa gittik.
Bizim ki de fotolardan anlaşıldığı üzere pek bir coştu... Tiyatro yapıyorum diye dans etti, koştu, şarkılar söyledi...
Arkada görülen yer "Roma kapısı"
İlk defa bu kadar elma dolu bir ağaç gördüğümden çekiverdim fotosunu.... Ağaca asılmış "ilaçlıdır koparmayınız" yazısını görünce sebebini anlamış oldum.
Bu da sumakmış, ilk defa bu halini; öğütülmemiş, ham ve dalında halini gördüm. Köylüler sumak da satıyorlar ve tadı harika...Yolunuz düşerse sakın almadan dönmeyin! Nar ekşisi ve çeşitli baharatlar da vardı ama pek ilgilenmedim.
Ay ışığı altındaki bu şirin manzara...
Dayısı ve Zeynep ablasıyla şımarık kuzu
Bu ikinci gidişimizde öğlen saatleriydi, güneşin etkisiyle ilki kadar zevkli gezemedim. Akşam serinliğinde gezmek daha güzel oluyor...
Kayısı çekirdeği kırmadan geçen bir çocukluk düşünemiyorum. Hemen verdim eline taşı kızımın, başladık kırmaya... Beklediğimden daha çok hoşuna gitti.
Burası da kahvaltı cenneti Narlı kuyu. Kız kalesinin eşsiz manzarası karşısında esen hoş rüzgarla köy kahvaltısı keyfi...Meşhur deniz koruğu da ikram ediliyor, ama kahvaltıyla pek yakıştıramadım....Çok mekan var burada; hepsi de aşağı yukarı aynı kalite ve tarzda, ama biz genelde çocuklar için daha uygun ve hoş bir bahçesi olduğundan Harnupaltını tercih ediyoruz.
Mersin'i seviyorum. Tüm sıcağına, tüm yakıcılığına, tüm kalabalığına rağmen...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder